2016 YGS SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
2016 YGS sonuçları ÖSYM’nin daha önceden de açıkladığı gibi 25 Mart saat 08:30’ da açıklandı. Görmelisiniz o sırada okulda öğrenciler ilk derse girmek üzereydiler. Bir anda heyecanla haber yayıldı. Ben bir yandan öğrencilerin sonuçlarına bakarken, kendi sonucuna bakan öğrenciler de çoğunluktaydı.
Odamdan koridoru görebiliyorum. Ağlayanlar, bağıranlar, anne ve babamın yüzüne nasıl bakacağım diyenler de vardı. Beklemediği halde çok daha iyi sıralamaya sahip olmanın şaşkınlığını yüzlerinden belli olanlarda vardı.
Sonuçları tek tek gördükten hem kendi ilimizden rehber öğretmen arkadaşlarla hem de farklı illerdeki rehber öğretmen arkadaşlarla görüşmeler sonucunda, maalesef korktuğumuz öğrencilerimizin başına gelmişti.
Yığılmaların olacağını öngörmüştük. Ancak yığılmaların bu kadar fazla olabileceğini öngörememiştik. Bence Türkiye’ de hiç kimse bu kadar yığılma olacağını öngörememişti.
Öğrenciler puanlarına bakıyorlar, “güzel”, ancak sıralamaya baktıklarında ağlamaklı oluyorlar.
Örneğin; YGS-1 puan türünde 2015 YGS sonuçlarına göre 460-500 puan aralığında yaklaşık 1200 kişi varken, 2016 YGS sonuçlarına göre 460-500 puan aralığında yaklaşık 4700 kişi olduğunu gördük.
Bakın daha çarpıcı bir sonuç; yine YGS-1 puan türünde 2015 sonuçlarına göre 420-460 puan aralığında yaklaşık 9 bin öğrenci varken, 2016 YGS sonuçlarına göre 420-460 puan aralığında yaklaşık 26 bin öğrenci olduğu görülüyor.
Çok çarpıcı örnekler değil mi?
Hatta yığılmalar o kadar çok ki, bazı puan türlerinde 1 (bir) puanda 2-3 bin kişi, hatta daha geriye düştükçe puan 10-12 bin kişi bile oynadığı görülmekte…
Bu durum 2016 YGS’nin ölçme ve seçme noktasında, sınavın belirleyiciliği noktasında çok da istenilen seviyede olmadığını gösteriyor maalesef.
İşin en üzücü kısmı ise, hakikaten elinden geleni yapan, çalışan öğrencilerin özellikle matematik ve fen testlerinin geçmiş yıllara göre daha yapılabilir olması nedeniyle sıralamalarının istedikleri gibi gelmemesi.
Öğrencilerden birçoğunun şu cümleleri sarf ettiğine sonuçların açıklanmasından sonra birçok kez şahit oldum. Örneğin;
“ Hocam Ahmet benim kadar çalışmadı ancak beni geçti.”
“Ben o kadar çalıştım gelen sıralamaya bakın hocam”
“Madem böyle olacaktı ben neden bu kadar çalıştım.” gibi. Bu ve benzeri cümlelerin sayılarını artırabiliriz.
Bu durumda olan ya da istediği sıralamanın gelmediğini söyleyen öğrencilere şunları söyleyeceğim. Henüz her şey bitmedi!
Önünüzdeki sınav yani LYS gerçekten ama gerçekten ağırlığı YGS’ den çok daha fazla olan bir sınav.
LYS ile sıralamalarını istedikleri noktaya çeken onlarca öğrenci gördüm yıllardır. Örneğin; YGS-1 sıralaması 56 bin olan bir öğrenci LYS ile sıralamasını 8 binlere çekebilmişti. YGS-2 de 47 bininci olan bir aday LYS ile sıralamasını 6 binlere çekebilmişti. YGS-5 te 200 bininci olan bir aday LYS ile sıralamasını 16 binlere çekebilmişti. Ve bu sıralamalara LYS ile kavuşurken öğrenciler testlerin tamamını net olarak da çıkarmamışlardı.
Önemli olan istemek, inanmak ve gayret göstermek sevgili gençler.
İşin olumlu tarafından bakacak olursak. Yığılmaların bu kadar fazla olduğu bir dönemde LYS’ de ne kadar iyi yaparsanız, fule yakın yaparsanız, bu yığılmadan çıkıp bir anda çok ama çok daha iyi sıralamalara sahip olabilirsiniz.
Henüz bitmemiş bir süreç var. Asla ne gevşeyin ne de üzüntüden karaları bağlayın. Henüz her şey bitmedi!
